"Enter"a basıp içeriğe geçin

Tevrat’ta Antropomorfizm

Müslümanların Tevrat, Hristiyanların Eski Ahit diye ifade ettiği Yahudilerin kutsal kitabına, Yahudiler TANAH adını vermektedirler. TANAH (TNK); Tora (Yasa), Neviim (Peygamberler) ve Ketuvim (Kitaplar) olarak 3 kısımdan oluşmaktadır.

tevrat tora tanah eski ahit

Antropomorfizm, insan biçimcilik demektir. Geniş anlamda; varlıklara insansı özellikler atfetme anlamında kullanılır. Teolojide ise tanrıya insansı özellikler verme, tanrıyı insan biçimli olarak algılama yaklaşımıdır.

Tevrat’ın tanrısının adı Yahve‘dir (Yehova). Elohim sözcüğü de tanrı anlamında kullanılır. Tevrat’ın Türkçe çevirisinde genel olarak RAB kelimesi kullanılmıştır. Tevrat’ın tanrısı da İslam’ın tanrısı (ALLAH) gibi tek tanrıdır. Ancak Kuran’daki tanrı algısı ile Tevrat’taki tanrı algısı çok farklıdır.

Tevrat’ta yoğun antropomorfik ifadeler vardır. Tevrat’ın tanrısı İslam’ın tevhid akidesine ters olarak insan biçimli bir tanrıdır.


Tevrat’taki ifadelerle Yahve’nin insansı özellikleri:

Tanrı insanı kendine benzer yaratıyor:

Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü. Tanrı “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” dedi…
Tanrı insanı kendi suretinden yarattı, onu Tanrının suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı.
(Tekvin 1:26-27)

Tanrı insanı yarattığında onu kedine benzer kıldı.
(Tekvin 5:1)

Tanrı yorulup dinleniyor:

Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı. Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi. Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı , yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
(Tekvin 2:2)

Tanrı günün serinliğinde yürüyüşe çıkıyor:

Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrının sesini duydular. Ondan kaçıp ağaçların arkasına gizlendiler. RAB Tanrı Ademe: “Neredesin?” diye seslendi.
Adem, “Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim” dedi.
(Tekvin 2:8-10)

Tanrı pişman oluyor, yüreği sızlıyor:

RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte. İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı. “Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri, kuşları yeryüzünden silip atacağım.” dedi, “Çünkü onları yarattığıma pişman oldum”
(Tekvin 6:5-7)

Tanrı geminin kapısını kapatıyor:

Gemiye giren hayvanlar Tanrının Nuh’a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh’un ardından kapıyı kapadı.
(Tekvin 7:16)

Tanrı unutup anımsıyor:

Yalnız Nuh’la gemidekiler kaldı. Sular 150 gün boyunca yeryüzünü kapladı.
Sonra Tanrı Nuh’u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzüne bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.
(Tekvin 8:1)

Tanrı et kokusunu seviyor, yaptığına pişman oluyor:

Nuh RAB’be bir sunak yaptı. Orada bütün temiz sayılan hayvanlarla kuşlardan yakmalık sunular sundular. Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: “İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insan yüreğindeki eğilimler çocukluğundan beri kötüdür. Şimdi yaptığım gibi bütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim.
(Tekvin 8:20-21)

Tanrı kuleyi görmeye geliyor:

RAB insanları yaptığı kentle kuleyi (Babil Kulesi) görmek için aşağıya indi.
(Tekvin 11:5)

Tanrı Avram’a (İbrahim) görünüyor:

O günlerde orada Kenanlılar yaşıyordu. RAB Avram’a görünerek, “Bu toprakları senin soyuna vereceğim” dedi.
(Tekvin 12:7)

Tanrı yeryüzünden gökyüzüne doğru hareket ediyor:

Tanrı İbrahimle konuşmasını bitirince ondan ayrılıp yukarıya çekildi.
(Tekvin 17:21)

Tanrı İbrahim’e konuk oluyor:

İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken RAB kendine göründü. İbrahim karşısında üç adamın durduğunu gördü. Onları görür görmez karşılamaya koştu, yere kapanarak, “Ey efendim eğer gözünde lütuf bulduysam lütfen kulunun yanından ayrılma.” dedi. “Biraz su getireyim ayaklarınızı yıkayın. Şu ağacın altında dinlenin. Madem kulunuza konuk geldiniz, bırakın size yiyecek bir şeyler getireyim. Biraz dinlendikten sonra yolunuza devam edersiniz.”
(Tekvin 18:1-5)

Tanrı duyduklarını teyit için olay mahaline gitmek istiyor:

Sonra İbrahim’e, “Sodom ve Gomora büyük suçlama altında” dedi, “Günahları çok ağır. Onun için inip bakacağım. Duyduğum suçlamalar doğru mu, değil mi göreceğim. Bunları yapıp yapmadıklarını anlayacağım.”
(Tekvin 18:20-21)

Yakup Tanrıyla güreşip yeniyor:

Böylece Yakup arkada yalnız kaldı. Bir adam gün ağarıncaya kadar onunla güreşti. Yakup’u yenemeyeceğini anlayınca onun uyluk kemiğinin başına çarptı. Öyle ki güreşirken Yakup’un uyluk kemiği çıktı. Adam, “Bırak beni gün ağarıyor” dedi. Yakup, “Beni kutsamadıkca seni bırakmam” dedi.
Adam, “Adın ne?” diye sordu. “Yakup” dedi.
Adam, “Artık sana Yakup değil, İsrail(Tanrıyla Güreşir) denecek” dedi. Çünkü Tanrıyla, insanlarla güreşip yendin.
Yakup, “Lütfen adını söyler misin?” diye sordu.
Ama adam, “Neden adımı soruyorsun?” dedi. Sonra Yakup’u kutsadı.
Yakup, “Tanrıyla yüzyüze görüştüm ama canımı bağışladı” diyerek oraya Peniel (Tanrının Yüzü) adını verdi.
(Tekvin 32:24-30)

Rab dağa iniyor:

Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü üçüncü gün bütün halkın gözü önünde ben, RAB Sina Dağı’na ineceğim.
(Mısır’dan Çıkış 19:11)

Kıskanç ve kindar Tanrı:

Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı’yım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.
(Mısır’dan Çıkış 20:5)

Tanrı eliyle yazı yazıyor:

Tanrı Sina Dağı’nda Musa’yla konuşmasını bitirince, üzerine eliyle antlaşma koşullarını yazdığı iki taş levhayı verdi.
(Mısır’dan Çıkış 31:18)

Musa döndü, elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levha ile dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de yazılıydı. Onları Tanrı yapmıştı, üzerlerindeki oyma yazılar O’nun yazısıydı.
(Mısır’dan Çıkış 32:15-16)

Tanrının yüzü, eli, sırtı var:

Ancak Yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz. Sonra “yakınımda bir yer var” dedi. “Orada, kayanın üzerinde dur. Görkemim oradan geçerken seni kayanın kovuğuna sokup geçinceye kadar elimle örteceğim. Elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin. Ama yüzümü göremeyeceksin.
(Mısır’dan Çıkış 33:20-23)

Tanrı yer aramak için önden gidiyor:

O RAB ki, çadırlarınızı kurmanız için size yer aramak, gideceğiniz yolu göstermek için geceleyin ateşte, gündüzün bulutta önünüz sıra gitti.
(Yasanın Tekrarı 1:33)

Tanrı sevip bağlanıyor:

Öyleyken RAB atalarınızı sevdi, onlara bağlandı. Bugün olduğu gibi onları soyu olan sizleri bütün hakların arasından seçti.
(Yasanın Tekrarı 10:15)

Tanrının ordugahta dolaşırken uygunsuz bir şey görmesi durumu:

İhtiyaçlarınızı gidermek için ordugahın dışında bir yeriniz olmalı. Donatımınız arasında yeri kazmak için bir gereç bulunsun. ihtiyacınızı gidereceğiniz zaman bir çukur kazın sonra da dışkınızı örtün. Tanrınız RAB sizi kurtarmak ve düşmanlarınızı elinize teslim etmek için ordugahın ortasında dolaşır. Ordugahınız kutsal olsun ki RAB aranızda yakışıksız bir şey görüp sizden ayrılmasın.
(Yasanın Tekrarı 23:12-14)

Tanrı Musa’yı kendisi gömüyor:

Böylece RAB’bin sözü uyarınca Rab’bin kulu Musa orada, Moav ülkesinde öldü. RAB onu Moav ülkesinde, Beytepor karşısındaki vadide gömdü. Bugün de mezarının nerede olduğunu kimse bilmiyor.
(Yasanın Tekrarı 34:5-6)

(Tevrat metinleri, Kitabı Mukaddes Şirketi’nin Yeni Yaşam Yayınları’ndan yayınladığı Tevrat çevirisinden alınmıştır)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

%d blogcu bunu beğendi: